Ateşböceği Işığı

Adına "kovaladıkça kaçan ateş böceği misin?" diye şarkılar yazdıran doğanın en güzel renklerinden biridir. Mustafa Sandal'ın seslendirdiği "Ateşini yolla bana" diye ayrı bir şarkı daha var ancak hangi ateşi istediği konusunda hala ciddi tartışmalar sürüyor.
Işık yayan böceklere genel olarak ateşböceği adı verilir. Bilimde "Soğuk Işık" olarak adlandırılan bu olay moleküllerin kimyasal reaksiyonudur. Moleküllerden bazıları ayrışarak yüksek enerjili bir hal alırlar ve bu enerji ışığa dönüşür. Dişilerin hepsi, erkeklerinse büyük çoğunluğu ışık yayar. Erkekleri kanatlı, dişileri kanatsız olup larvalarına benzerler. Bu tür böcekler nemli ortamları sevdiği için tropik ve ılıman bölgelerde, genellikle bataklık ya da su kenarları gibi yerlerde yaşarlar. Bazı bölgelerde ise larvalarının da ışık üretebilme özelliği vardır. Bu özelliklerinden dolayı ateşböceğine "yıldız kurdu" adı verilmiştir.
Yukarıda oluşan tepkime gösterilmektedir ki;
Luciferin + ATP + O2 → Oxyluciferin + AMP + Işık şeklindedir.
Ateşböceğinin soluk alması oksijenin kimyasal ile buluşarak tepkimeye sebep olmasıdır. Bu tepkime olayında enerjinin %100'ü ışık enerjisine dönüşüyor. 
Ateşböceklerinin en dikkat çekici özelliği kısa aralıklarla ışık yaymalarıdır. Bu olay vücutlarında meydana gelen bazı kimyasal tepkimeler sonucunda gerçekleşir. Ateşböceklerinin karın bölümünün alt ucunda bulunan özel hücrelerden lüsiferin adlı bir madde salgılanır. Lüsiferin oksijenle tepkimeye girdiğinde başka bir maddeye dönüşür. Bunun sonucunda hücrelerin bulunduğu bölümden ışık yayılır. Işıkların yanıp sönme ritmi ateşböceğinin türüne göre değişir. Bu özellikleri ateşböceklerinin eş bulmalarını ve farklı türdeki ateşböceklerinin ayırt edilmesini sağlar. Ateşböcekleri genellikle kısa aralıklarla yanıp sönen bir ışık saçar; bu ışık sarı, yeşil, kırmızı hatta mavi de olabiliyor ışığın yanıp sönme ritmi, erkek ile dişinin buluşmasını sağlayan işaret sisteminin bir parçası ve ateşböceklerini öbür ışık saçan böceklerden ayırt eden bir özelliktir. Ateşböceklerindeki bu ışık saçma periyotları birden fazla anlama gelebilmektedir. Bunların arasında haberleşmek, çiftleşmek ve kendini savunmak gibi anlamlara gelebilmektedir. Çiftleşirken kanatlı olan erkekler dişi ateşböceklerinin yanına gidip ışık saçarlar ve karşılıklı ışık saçarak anlaşırlar. Kısacası onlar iletişim kurarken bizler de ışığın dansını izlemiş oluruz.
Ateşböcekleri avcıları tarafından yenildiğinde kusmaya neden olacak kadar mide bulandırıcı tadının olduğu bilinmektedir. Ateşböcekleri tehlike anında ışık saçar ve yenildiğinde bile ışık saçmaya devam eder. Luciferin pigmentinin oksitlenmesi sonucu görülen bir durumdur. Bu özelliğe sahip olan canlılar sadece karada değil denizlerde de vardır. Denizanası, bazı köpek balıkları, fener balığı, mürekkep balığı gibi canlılar da ışık saçıyor. 
Ateşböcekleri gibi bu canlılar da yaradılışı gereği sahip oldukları bu özelliklerini farklı amaçlar uğruna kullanmışlardır. Bilim adamları bunu 4 ana başlık altında toplamıştır: kamuflaj, çekicilik, uzaklaştırma ve haberleşme amaçlı olduğu anlaşılmıştır.
Ateşböcekleri otçul değil; etçildir. Solucan, kene, sümüklü böcek, yılan en sevdiği yiyecekler arasındadır. Ateşböceklerinin ışık organları karın bölümünün son kısmında bulunur ve saydam bir kütikula tabakası ile örtülüdür. Ateş böceğinin ürettiği ışık, yavaş yavaş meydana gelen oksitlenme sonucu kimyasal enerjinin ışığa dönüşmesidir. Kimyasal bir enerji ile ışık üretilmesine ‘biyoluminesans’ deniliyor.
Kaynaklar:
Bazı kaynaklar yazı içinde linklidir, öğrencilerin link eklemeyi öğrenmesi ile yapılmıştır.

Yorumlar